CII-Almanca- İngilizce- Türkçe Bağlaç ve  Kalıplar

1. Beiordnende  Konjunktionen (tertipleyen, koordine eden bağlaçlar)

Deutsch

      Englisch

Türkisch

aber; sondern

but

fakat; ama; aksine

abgesehen von; ausser

except (for) = but (for)

bunun dışında; ayrıca

auch

also

-de; -da

auch nicht

nor; neither

-de, -da  değil

ausserdem; noch dazu

in addition to

ayrıca; ilaveten

denn

for

çünkü

doch; dennoch

yet; still

tabii, hala; henüz

ebenfalls; auch

as well

aynı şekilde; -de; -da

entweder..oder

either..or

ya... (ve)ya

ferner

furthermore

daha başka

gleichfalls

likewise

aynı şekilde

hieraus, deshalb; darauf;

deswegen, folglich,daher

so = hence; therefore

as a result

consequently

bundan dolayı; bunun üzerine;

sonuç olarak

je...desto / um so

the more... the more

ne kadar... o kadar

jedoch; wie auch immer

however=but

ancak; her nasılsa

nebenbei

besides

bunun yanında

nicht nur..sondern auch

not only..but also

yalnız değil, aynı zamanda da

nichtsdestoweniger, dennoch

nevertheles

buna rağmen; bununla beraber

oder

or

veya

so; also; damit;

auf diese Weise;

aus diesem Grund

so,  thus, withit

böylece; bu şekilde;

bu sebepten dolayı

sowohl...als

as well .. as ; both..and

hem...hemde

und

and

ve

überdies

besides, moreover

ayrıca; bunun ötesinde;

weder...noch

neither..nor

ne...ne; ne...ve ne de


 

2. Unterordnende Konjunktionen (tabi kılan bağlaçlar)

Deutsch

Englisch

Türkisch

als; wenn  (zeitlich)

when

-iken; eğer

dass;   so dass

that

-ki; öyle ki

ob; wenn, falls

if=whether

-den dolayı; yüzünden; şayet; eğer

seit (dem); da ja

since, ever since

-den, -dan beri

während, als

(eben)so wie; da; weil

as

esnasında; -iken

aynı şekilde

als

by the time = than

-iken; -de; -da

als ob

as if, as though

güya; sanki; -mış gibi

anstatt-zu; an Stelle von

instead of...-ing

... yerine;

bevor; ehe

before

-den, -dan önce

bis

as far as

kadar

bis (zeitlich)

till, until

-e, -a kadar

eben; flach; gerade

even

az önce

ebenso ... wie; so ... wie

as ... as

aynı şekilde

einerseits ... andererseits

on the other hand on the other

bir taraftan...diğer taraftan

gerade als

just as

tam ...  -iken

kaum...als

no sooner ...than

scarcely ... when

-den, -dan hemen hemen değil

laut; nach; gemäss

according to

göre; uygun olarak

mehr als

more than

-den daha çok

nachdem

after

-den, -dan sonra

nicht so... wie

not as...as

kadar...değil

obwohl

Trotz der Tatsache, dass

Despite the fact that

In spite of the fact that

rağmen

... gerçeği rağmen...

obwohl, obgleich

(al)though;even though

rağmen; buna rağmen

ohne ... zu

without... -ing

.... -sızın

so ... dass; dermassen

so ... that

öyle...ki; o derece

so lange, dass

so long as

o kadar, -ki

so, dass / um .. zu

so as

öyle, -ki

sobald

as soon as

olur olmaz; yapar yapmaz

sofern; solange

as long as=so long so

olduğu müddetçe

trotz

In spite of; Despite

rağmen

um ... willen

for the sake of

... uğruna; hatırına

um ... zu

(in order) to

-mek, -mak için

während (Gleichzeitigkeit)

while (during)

esnasında

während ; wohingegen

whereas

olmakla beraber; buna karşın

wegen; infolge; Aufgrund;

zu verdanken sein

Owing to = Because of = Due to

-den,-dan dolayı;sonucu;

sebebiyle;  borçlu olmak

weil

because

çünkü

weniger als ...

less... than

-den daha az

wenn immer

whenever

her ne zaman ...

wenn nicht; es sei denn,dass; sofern nicht

unless=if not

eğer şayet  şu olursa;

olmadığı sürece

wenn, falls

in case

şayet; eğer

zu...

to... / of... -ing

-mek, -mak için

 

abgekürzt

for short

kısacası

Als Ergebnis von

as a result of

... sonucu olarak..

betrachten als; halten für

regard as

..olarak görmek; .. yerine koymak

durch; mittels; via; Methode

via

vasıtasıyla; sayesinde; Metod, yol

Gleichgültig, wann

no matter when

 Her ne zaman olursa olsun..

Im Falle von

in case of

... olduğu halde ...

im Gegensatz zu

unlike

... karşın...

in dieser Hinsicht

in that respect

bu açıdan bakıldığında...

Nach meiner Meinung

in my opinion

bence; benim fikrimce, görüşüm

später; nachher; hinterher

afterwards

daha sonra, ondan sonra

vorausgesetzt, dass

providing that

şu önşartla ki, ...

Was auch immer

whatever

Her ne olursa...

wie z.Bsp.;

zum Beispiel

such as = for example;

for instance

örneğin şunun gibi; örneğin

zusammenfassen

to sum up

toplamak; özetlemek


 

brauchte nicht

need not

-masına, -mesine gerek yoktu

können

can

-e, -a bilmek; muktedir olmak

könnte

could

-e, -a bildi

mag; kann; darf

may

hoşlanmak;-e,-a bilmek;izinli olm.

mögte; könnte; dürfte

might

hoşlanmak; -e,-a bilmek; izinli olm

müssen

must

zorunda olmak

sollen

should

-malı, -meli

sollte

ought to

-malı, -meli

wollen

will

istemek; arzu etmek

wollen; vorhaben

intend

istemek; yapmayı planlamak

  Wörter zum Ausdruck einer Meinung - Useful words for expressing / countering an opinion - Düşünceyi ifade etmek için kullanılan bazı kelimeler

Deutsch

Englisch

Türkisch

wohingegen

whereas

buna karşın

immerhin

neuertheles

ne de olsa

allerdings

though (concession)

ancak

natürlich

of course

tabiiki

grundsätzlich

basically

temel olarak

wahrscheinlich

probably

muhtemelen

zwar

admittedly

gerçi

sicher(lich)

certainly, no doubt

kesin olarak

doch

all the same, still, after all,yes

tabiiki,ancak,bunlardan sonra

einerseits

on the one hand

bir taraftan

andererseit

on the other hand

diğer taraftan

im grossen und ganzen

on the whole

büyük çoğunlukla

obwohl

although

rağmen

trotzdem

nevertheless

buna rağmen